Velhasıl-ı, faraza aşk..

Velhasıl-ı, faraza aşk..

ABONE OL
Ekim 8, 2021 00:46
Velhasıl-ı, faraza aşk..
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hayal bu ya;

şimdi çıkıp gelmişsin mesela, sonsuza değin bende yaşamaya..
bitivermiş yokluğunun yoksunluğu!!

Tek valizle değil, sana ait ne varsa alıp yanına, dikilmişsin kapıma, üzerinde pijamalarınla..

Bakışlarında çok eski pişmanlıklar ve yorgunluktan tükenmek üzere olan yüreğinde vicdanımı tırmalayan yakarışlarla mesela..

Ruhunda, benden önce ve benden sonra yaşanmış yanlış aşkların yorgunluğu;
dikilip kalmışsın kapımda var sayalım ki..

Son kez çıkmak üzere selayla, bir kere daha kapımdaymışsın faraza..
Aniden çıka gelmişsin velahasılı..

Hayatına girmeme bir kez daha izin ver diyormuş; biraz da yorgunluktan, devasız bakan gözlerin..

Bana alışmaktan korkma bir kez daha, “beni sevmekten kendini alıkoyma bir fasıl daha” diyormuş söz gelimi, kapımda öylece seni içeri almamı bekleyen varlığın..
Sözün kısası,
bir kere daha, sensizlikten benliksiz kalmışlığıma hoş geldin diyerek, içeri almışım seni tut ki..

Her bir odasında, her bir duvarında anılarınla yaşadığım ve hayallerinle süslediğim iki oda bir salondan ibaret küçük evimin hiç bir yerine sığdıramayacak oluşumdan korkmuşum mesela, gelişinle daha da büyüyecek olan aşkımı örneğin..

Düşlerimden çıkıp gelmişsin güya,
gitmeyecekmişsin gibi bir daha..

Sensizken bile sığamadığım bu iki oda bir salon; yani, iki ruh ve tek bedenlik hayata sığmaz olmuşum varlığınla, yalan da olsa..

Hayatıma yoldaşlık etmeye gelmişsin de aniden bitivermiş yalnızlıktan darlanmalarım, güya…

Canıma candaşlık etmeye yeminle kendini adamışsın gibi bundan böyle, dört kişilik bir masada sofraya oturmuşken tıkanmalarım olmayacakmış gayrı mesala..

Hayal bu ya,
belki ararsın diye telefon elimde kanepede uyuya kalmalarım, bir ara sana uğrayacağım deyip, tek bir ses vermeyişinle darmadağın olup kırılışlarım.

Evimdeki her nesnede vardır diye bir hatıran, her bir şeyi kerametli varsayıp Ay’a Ay ışım..

Kendimi mabet Dervişlerinin ilahi yalnızlığına adayışlarım tekrarlamayacakmış…

Sözüm ona;
öylesine uğrayıp, hiç beklenmedik bir anda çekip gidişlerinle yıkılakalışlarım yaşanmayacakmış gibi bir daha..

Öylesine, beni görmek istediğinden ya da özlediğinden değil, sırf adet yerini bulsun veya en azından bir kaç saatliğine ayıp olmasın diye şöyle bir esip geçişin olmayacakmış bundan böyle asla..

İçinden geldiği için değil, sırf sana olan emeklerimin karşılığı olarak hiç plansız geliverip…

Günahlarını bile bile;

en soğukkanlı haliyle, alakasız ve suçsuz yere sanık sandalyesinde oturan, diline kör bıçaklar saplanmış, kalbi göğüs kafesinden parçalanarak çıkarılmış, ruhu teninden kazınarak sökülmüş bir sanık gibi olmayacakmışsın güya bundan böyle…

Bu, iki oda bir salon,

yani iki ruh, tek beden yalnızlığın monolog düşlerini diyaloğa dönüştürüvermişsin varsayalım ki!

Başka bir deyişle,
bir daha hiç gitmemek üzere gelmişsin de yalnız değilmişiz artık güya.

Diyelim ki;
karşılıklıymış aşkımız platonik değilmiş sözüm ona, aynı evi ve hayatı paylaşıyor muşuz…

Farz edelim ki;
her sabah birlikte uyanıyormuşuz örneğin.

Say ki;
birbirimiz için atıyormuş kalplerimiz, söz temsili bitmiş artık gelgitli hallerimiz ve söz gelimi en nihayet hal yol olmuş çekişmelerimiz.

Sözün gelişi olmuyormuş artık yokluklara karışmalar, bir var, bir yok olmalar!!

Tut ki;
artık ayıp olmasın diye değil, ihtiyaç duyulduğu için yaşanıyormuş görüşmeler.

Sözün kısası;
sevişerek seviyor muşuz yani..

Velhasılı;
artık adam akıllı yaşıyormuşuz birbirimizi ve birbirimiz için yaşıyormuşuz adam gibi, sevgiyle taşlanıyormuşuz birbirimizle, farz edelim ki..

Yani şimdi,
yalan da olsa öyle mutluyum ki düş sevgili,
bu şiir/yazı, satırlardaki duygular gerçekmiş gibi,
yani velahasılı tek kişilik faraza aşkım gibi..

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r