Mehmet Uygar Keleş yazdı : Bir Ada, Bir Hayal, Bir Umut

Mehmet Uygar Keleş yazdı : Bir Ada, Bir Hayal, Bir Umut

ABONE OL
Kasım 13, 2023 17:21
Mehmet Uygar Keleş yazdı : Bir Ada, Bir Hayal, Bir Umut
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kıbrıs, Akdeniz’in en büyük üçüncü adası olup, stratejik konumu, zengin kültürü ve doğal güzellikleriyle dikkat çeker. Ancak bu güzel ada, tarih boyunca pek çok istilaya, çatışmaya ve acıya da tanıklık etmiştir. Kıbrıs’ın Türklerle olan ilişkisi ise 1571 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun adayı fethetmesiyle başlar. Osmanlı, adada Türk ve Rum halklarına eşit haklar tanır, din ve kültür özgürlüğü sağlar. Bu dönemde Kıbrıs, Osmanlı’nın önemli bir eyaleti olur. Ancak 19. yüzyılda Osmanlı’nın zayıflamasıyla birlikte, adada Rum milliyetçiliği ve Enosis (Yunanistan’a bağlanma) fikri ortaya çıkar. Bu fikri destekleyen Yunanistan ve İngiltere, Adada Boyacıoğlu Mehmet İsyanı (1681, Gavur İmam İsyanı (1833), EOKA isyanı (1878 Kıbrıs İsyanı) gibi ayaklanmalarla Osmanlı’ya baskı yaparak, Kıbrıs Konvansiyonu 4 Haziran 1878 tarihinde Kıbrıs’ı İngiltere’ye kiralatırlar. Osmanlı, bu kararı alırken, Kıbrıs’taki tebaasının haklarının korunmasını şart koşar. Bu şartı, Abdülhamit’in İngiltere’ye yazdığı meşhur mektupta görebiliriz.

İngiltere, Kıbrıs’ı bir sömürge olarak yönetmeye başlar. Adada yaşayan Türkler, Rumların Enosis taleplerine karşı Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu’nu kurarlar. Bu federasyon, Türklerin haklarını savunmak ve adanın bağımsızlığını istemek için mücadele eder. 1950 yılında Rumlar, Enosis için bir referandum yaparlar. Referandumda %96 oy oranıyla Enosis kararı çıkar. Bu karar, Türkler tarafından tanınmaz. Türkler, kendi referandumlarını yaparak, adanın Türkiye’ye bağlanmasını isterler. Bu referandumda da %95 oy oranıyla Türkiye’ye bağlanma kararı çıkar. Bu karar da Rumlar tarafından tanınmaz. Böylece adada iki ayrı irade ortaya çıkar.

1955 yılında Rumlar, EOKA adlı bir terör örgütü kurarak, Türklere ve İngilizlere karşı silahlı eylemler başlatırlar. Bu eylemler, 1960 yılına kadar devam eder. Bu süreçte, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere arasında yapılan görüşmeler sonucunda, Kıbrıs Cumhuriyeti kurulur. Bu cumhuriyette, Türkler ve Rumlar eşit ortaklar olarak kabul edilir. Cumhurbaşkanlığı Rumlar, Başbakanlık Türkler tarafından yürütülür. Ancak bu cumhuriyet, uzun ömürlü olmaz. Rumlar, Türklerin haklarını gasp etmeye, anayasayı ihlal etmeye başlarlar. 1963 yılında, Rum lider Makarios, Türklerin haklarını ortadan kaldıran 13 maddelik bir değişiklik teklifi sunar. Türkler, bu teklifi reddeder. Bunun üzerine Rumlar, Türklere karşı saldırıya geçer. Bu saldırılar, tarihe “Kanlı Noel” olarak geçer. Türkler, kendilerini savunmak için direniş örgütleri kurarlar. Bu örgütlerin başında, Kıbrıs Türk halkının efsanevi lideri Rauf Denktaş gelir. Denktaş, Türklerin haklarını korumak ve adada barışı sağlamak için mücadele eder.

1964 yılında, Birleşmiş Milletler, adaya barış gücü gönderir. Ancak bu güç, Rumların saldırılarını durduramaz. 1967 yılında, Yunanistan’da darbe olur. Darbeciler, Kıbrıs’ta da Enosis’i gerçekleştirmek için plan yaparlar. 1968 yılında, Türkiye ve Yunanistan arasında başlayan görüşmeler, 1974 yılına kadar sürer. Ancak bu görüşmelerden bir sonuç çıkmaz. 15 Temmuz 1974’te, Yunanistan destekli Rumlar, Makarios’u devirmek için darbe yaparlar. Bu darbe, Türkiye’nin müdahalesine neden olur. 20 Temmuz 1974’te, Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs Barış Harekatı’nı başlatır. Bu harekat, Türklerin yaşadığı bölgeleri kurtarır. Ancak harekatın ikinci aşaması, ABD Başkanı Ford’un baskısıyla durdurulur. Böylece adada iki ayrı bölge oluşur. Kuzeyde Türkler, güneyde Rumlar yaşamaya başlar.

1975 yılında, Kuzey Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulur. Bu devlet, Türklerin kendi kendilerini yönetmelerini sağlar. Ancak bu devlet, uluslararası alanda tanınmaz. Rumlar, adanın tamamını temsil ettiklerini iddia ederler. Bu iddia, 2004 yılında çöker. O yıl, Birleşmiş Milletler, adada iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon öngören Annan Planı’nı sunar. Bu plan, Türkler ve Rumlar tarafından referanduma sunulur. Referandumda, Türkler %65 oranında plana evet derken, Rumlar %76 oranında plana hayır derler. Böylece Rumlar, adanın birleşmesini reddetmiş olurlar. Bu durum, uluslararası toplumun gözünde Rumların gerçek yüzünü ortaya çıkarır. Aynı yıl, Rum kesimi, adanın tamamını temsil etmediği halde, AB’ye üye olur. Bu üyelik, ada sorununu daha da karmaşıklaştırır.

Kıbrıs sorunu, bugün de devam etmektedir. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, adil ve kalıcı bir çözüm için çaba göstermektedir. Ancak Rumlar, Türklerin eşitliğini ve egemenliğini kabul etmemekte, adanın tamamına sahip olmak istemektedir. Bu tutum, adada barışın önündeki en büyük engeldir. Kıbrıs, Türkler için sadece bir ada değil, bir vatan, bir davaydır. Atatürk, Kıbrıs’ın önemini şöyle ifade etmiştir: “Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece, bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada bizim için mühimdir.”

***
Bir gün, bir Türk, bir Rum ve bir İngiliz, Kıbrıs’ta bir mağaraya girerler. Mağarada bir cin çıkar ve onlara birer dilek hakkı verir. İngiliz, “Ben Kıbrıs’tan gitmek istiyorum, bana bir uçak ver” der. Cin, “Olur” der ve İngiliz’e bir uçak verir. İngiliz, uçağa biner ve Kıbrıs’tan ayrılır. Rum, “Ben Kıbrıs’ın tamamına sahip olmak istiyorum, bütün Türkleri gitmesini sağla” der. Cin, “Olur” der ve bütün Türkleri Türkiye’ye gönderir. Rum, çok sevinir ve Kıbrıs’ın tamamını gezinmeye başlar. Türk, “Ben de Kıbrıs’ı çok seviyorum, bana bir çay ver” der. Cin, “Olur” der ve Türk’e bir çay verir. Türk, çayını yudumlamaya başlar. Cin, “Başka bir dileğin yok mu?” diye sorar. Türk, “Yok” der. Cin, “Neden?” diye sorar. Türk, “Çünkü bütün Türkler geri gelecek, Rumlar da gidecek” der. Cin, “Nasıl olacak?” diye sorar. Türk, “Çünkü benim çayım bitmeden, Türkiye Kıbrıs’a müdahale edecek. Kıbrıs Türktür, Türk kalacak” der.

***

Kıbrıs Türk halkı, 40 yıldır kendi devletini korumak ve geliştirmek için mücadele etmektedir. Bu mücadele, Türkiye’nin desteğiyle sürmektedir. Ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, uluslararası alanda haksız bir şekilde izole edilmektedir. Bu izolasyon, Kıbrıs Türklerinin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimini engellemektedir. Kıbrıs Türkleri, dünyaya açılmak, hak ettikleri saygıyı görmek, işbirliği yapmak istemektedir. Bu istek, Kıbrıs Türklerinin barışçıl ve yapıcı bir tutumunun göstergesidir.

Kıbrıs Türkleri, adada yaşanan son gelişmelerden de umutludur. Adanın doğusunda bulunan doğal gaz kaynakları, adada yeni bir işbirliği fırsatı sunmaktadır. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bu kaynakların adil bir şekilde paylaşılmasını, adanın iki halkının ortak çıkarına hizmet etmesini istemektedir. Ancak Rumlar, bu kaynakları tek taraflı olarak kullanmaya çalışmakta, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını yok saymaktadır. Bu tutum, adada yeni bir gerilime neden olmaktadır. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bu gerilimi önlemek için diplomatik yollardan çözüm aramaktadır. Ancak aynı zamanda, haklarını ve çıkarlarını korumak için kararlıdır.

Kıbrıs Türkleri, adada yaşanan diğer bir gelişmeden de etkilenmektedir. İsrail ve Filistin arasında çıkan son savaş, adanın güvenliğini ve istikrarını tehdit etmektedir. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Filistin halkının haklı davasını desteklemekte, İsrail’in saldırganlığını kınamaktadır. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir. Kıbrıs Türkleri, Filistin halkının acılarını paylaşmakta, onlara dua etmektedir.

Kıbrıs Türkleri, adada barış, huzur ve refah içinde yaşamak istemektedir. Bu istek, Kıbrıs Türklerinin en doğal hakkıdır. Kıbrıs Türkleri, bu hakkı elde etmek için, Türkiye ile birlikte, mücadeleye devam edecektir. Kıbrıs Türkleri, asla yılmayacak, asla pes etmeyecektir. Kıbrıs Türkleri, kendi devletlerine sahip çıkacak, kendi geleceklerini inşa edecektir.

Kıbrıs, sadece bir ada değil, bir sevdadır. O sevdayı yüreklerinden çıkarmayanların, hayallerini gerçeğe dönüştürmek için kanlarını döktüğü bir ada… O hayaller, umutla perçinlendiği; daha güzel, daha aydınlık, daha mutlu ve barışın hakim olduğu bir ada… Bir ada, bir hayal ve bir umut… Nice 40 yıllara…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r