0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kıbrıs, son yıllarda jeopolitik, ekonomik ve kültürel açıdan önemli bir konumda bulunuyor. Ada, hem Doğu Akdeniz’deki doğal gaz kaynakları hem de Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkiler açısından stratejik bir rol oynuyor. Bu nedenle, Kıbrıs sorununun çözümü için uluslararası toplumun ilgisi artıyor.

Bu bağlamda, geçtiğimiz hafta Kıbrıs’ta düzenlenen 19. Ekonomist Kıbrıs Zirvesi’ne katılan İngiltere’nin eski Kalkınma Bakanı Rory Stewart, Kıbrıs’ın sürdürülebilir denge için yeni bir yol haritası stratejisi geliştirmesi gerektiğini savundu. Stewart, Kıbrıs’ın jeopolitik, yenilik ve büyüme potansiyelini değerlendirmek için hem iç hem de dış faktörleri göz önünde bulundurması gerektiğini belirtti.

Stewart’ın konuşması, Kıbrıs’ın geleceği için ilginç ve yararlı fikirler içerse de, aynı zamanda bazı sorunları da ortaya koydu. Stewart, Kıbrıs’ın iki toplumlu, iki bölgeli federasyon temelinde birleşmesini desteklediğini söyledi, ancak bu çözümün Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumları arasındaki siyasi, ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri nasıl gidermeyeceğini açıklamadı. Stewart, Kıbrıs’ın Avrupa Birliği üyesi olduğunu ve bu nedenle Türkiye ile ilişkilerinin önemli olduğunu vurguladı, ancak Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantör statüsünü ve Kıbrıs Türklerinin güvenlik endişelerini nasıl dikkate alacağını belirtmedi. Stewart, Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki doğal gaz kaynaklarını nasıl paylaşacağı konusunda bir anlaşmaya varması gerektiğini söyledi, ancak bu konuda uluslararası hukukun ve adaletin nasıl sağlanacağını ifade etmedi.

Stewart’ın Kıbrıs Zirvesi’ndeki konuşması, bir İngiliz’in Kıbrıs’a bakışını yansıtıyor. İngiltere, Kıbrıs’ın eski sömürgeci gücü olarak, adada halen iki askeri üssü bulunuyor. İngiltere, Kıbrıs sorununun çözümü için arabulucu rolü oynamaya çalışıyor, ancak aynı zamanda kendi çıkarlarını da korumaya çalışıyor. Stewart’ın konuşması, Kıbrıs’ın sürdürülebilir denge için yeni bir yol haritası stratejisi geliştirmesi gerektiğini söyleyen, ancak bu stratejinin nasıl olacağına dair somut öneriler sunmayan bir İngiliz’in bakış açısını gösteriyor.

Kıbrıs, kendi geleceğini belirlemek için kendi iradesini ortaya koymalıdır. Kıbrıs’ın iki toplumu, adil, kalıcı ve yaşayabilir bir çözüm için müzakere masasına oturmalıdır. Kıbrıs, uluslararası toplumun desteğini almak için çaba göstermeli, ancak kendi çıkarlarını da göz ardı etmemelidir. Kıbrıs, jeopolitik, yenilik ve büyüme potansiyelini değerlendirmek için hem iç hem de dış faktörleri göz önünde bulundurmalıdır. Kıbrıs, sürdürülebilir denge için yeni bir yol haritası stratejisi geliştirmelidir, ancak bu strateji, Kıbrıs’ın kendi vizyonu ve değerleri ile uyumlu olmalıdır. Artık başkalarının oyalama politikalarına karnımız tok olmalıdır.