Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Uzun, Din İşleri Başkanlığı’nda Talip Atalay’ın görevden alınıp yerine Ahmet Ünsal’ın atanmasını eleştirdi.

Gürsel Uzun, yapılan değişikliğin darbe olduğunu iddia etti. Uzun, atanma için en az 3 yıl idari kadroda yer alınması gerektiğine dikkat çekerek, “Başbakan da onaylayan Cumhurbaşkanı da suç işlemiştir” dedi.

Uzun, ülkede yetişmiş ve işsiz din görevlileri varken Türkiye’den din görevlisi getirilmesini yanlış buldu.

Uzun’un sosyal medyada yaptığım paylaşım şöyle:

Bu Cübbe Bizim Cübbemiz Değildir…

Cübbe De, Başkan Da, Beraber Getirildi…

  Getirilen cübbe getirilen Yeni Başkana Giydirilmiş Cuk diye  oturmuş…

   Belli ki ölçüler önceden Ankara’da alınmış Ankaralı Terzilere de diktirilmiştir…

  Yani bu Cübbe bizim Cübbe değildir…  Bizim Cübbe devir teslim yapılmadığı İçin Eski Başkanda duruyor…

  Bayramın arifesinde Din işlerinde onca yıl çalışmış, onca hizmetleri olan Din işleri Başkanımızın bu şekilde al aşağı görevine son verilmesini hak ettiğine inanmıyorum…

   Hade görevine son verdiniz, teşekkür de etmediniz, devir ve teslim etmesine neden müsade etmediniz…

   Bayram üstü, Bayram hediyesi verir gibi…

   Bu hangi vicdan kabul eder ve hangi kitapta yazar bilmiyorum, amma bunu yapanlar sözde Dinimizin önde gelenleri…

   Bu Görev devri değildir, bu adeta Din işlerine yapılan bir Darbedir başka değil…

   Bayram sabahı, sabah sabah, Sabah namazından hemen sonra Törenlerden de hemen önce Türkiye diyanet işleri Başkanı beraberinde getirdiği Yeni Din işleri Başkanına getirdiği cübbeyi giydirmiş….

   Türkiye Diyanet işleri Başkanının KKTC’de misafir olarak bulunduğu 24 saat içinde nasıl Cübbe giydirip atama yapabilir ki…

  Bizim Din işleri Başkanımızı Türkiye  Diyanet işleri Başkanı mı atıyor…

  Üstelik Din işleri yasamızdaki en az üç yıl idari kadroda hizmet şartına aykırı olarak.

    2012’de iki günde Bakanlar kurulu kararı İle vatandaş yapılan ve Din işlerinin hiç kadrosunda yer almamış biri Din işleri Başkanlığına nasıl atanır…

   Ne Başbakanın ne de Cumhurbaşkanının Din işleri Başkanlığına atadıkları kişiyi tanıdıklarını sanmıyorum…

   Bu atamayı istek üzerine öneren Başbakan da onaylayan Cumhurbaşkanı da suç işlemiştir…

   Üstelik Bu süre zarfında Atama yazısının yetişmesi bile mümkün değildir…

  Atadıkları yeni Din işleri Başkanına da Üç saat sonra canlı yayında kurdelle kestiriyoruz…

  Keşke ayni anda Cübbe giyme törenini de canlı yayından verselerdi…

  Yeni Başkana bir sözüm yok, ehliyetini tartışmak da haddim değildir…

  Bizimle gelip orda kalıyorsun dediler, o da geldi ve kaldı…

  Üç saat içinde yıllardır orda oturuyor ve  Her şeye vakıfmış gibi bir de Vakıflar Murahhasısını övdük sonra övdü…

   Tabi ki bu övmekten çok oraya oturmasına koyduğu katkılardan ötürü teşekkür niteliğindeydi…

  Neticede bu 8/9 yıllık bir gayretin sonucudur…

  Din işlerinde görevli 240 Din Adamı varken, Bunların 80 tanesi yüksek okul mezunu, Ayrıca 6 tanesi de lisans eğtimi almış masterli bu ülkede doğmuş büyümüş bu kültürü bilenler varken neden Türkiye’den getiriliyor anlayamıyorum…

    İlahiyat mezunu 40 civarında işsiz imamımız varken Türkiye’den getirilen 100 civarında imamdan bahsetmiyorum bile…

  Buradaki Din adamlarımıza farklı bir Din mi öğretiliyor yoksa Din’i yanlış bilir yanlış mı uyguluyorlar…

   Yıllarca Din işleri Başkanının aleyhinde uğraşanlar, Basında aleyhte paralı yayın yapanlar şimdilik muradına erdi…

   Tabi ki mahkeme kapısı açılır da iş mahkemeye taşınırsa ne olacak bilmem..   Minareyi çalan kılıfını da hazırlar diye biliyorum…